dogdugu günü hatirladigim
yegenimin (number 3) dans yarismasi varmis. hadi kalkip gidelim dedik, cekirdek
aileye eklendik babaanneyle birlikte. kapida esasli bir giris ücreti
ödettiklerinde “n’oluyo lan, özel salonda film mi seyredicez, alt tarafi
liseler arasi dans yarismasiymis. zaten 5 dakka sürüyormus, ohhhh hadi baklim
iyi hasilatlar” haleti ruhaniyesi icinde yegen (number 4) ile yerimizi aldik.
sunucu iyi niyetli, izleyicileri bir sekilde aktive etmeye calisan biriydi, ama
her anons arasinda giren gangnam style melodisi olusma ihtimali olan sempatik
havayi itinayla sabote diyordu.
neyse efendim
yarisin ne oldugunu, jüri üyelerini vs. ögrendik giris sürecinde. 14 okul,
tercih ettikleri kareografiler cercevesinde 5 dak. gecmeyecek showlar
hazirlamislar, bunlari ardi ardina sergileyecekler, sonunda jüri üyeleri en
begendikleri 3 show ve kiz dansci, erkek dansci, vb alt ödüllerle katilanlari
onore edecekler. Güzel.
ilk katilimci ile
ilk soku yasiyoruz. avcilar’dan bir lise. giris kompozisyonu cok guzel,
bilgisayar ekranini da kullanmislar showun bir parcasi olarak. sahneye bir
cocuk cikiyor elektrik bugi dedigimiz tarzda bir dansla basliyor. devam ediyor.
devam ediyor. devam ediyor. ve show bitiyor. kisacasi lisemizi bu arkadas
temsil ediyormus tek basina. olsun. okulun karari ve cocugun medeni cesareti
acisindan cok güzel bir aksiyon olmus. alkislarimiz ona gelsin. 2. okul
hangisiydi hatirlamyiorum ama stilize halk oyunlarini secmislerdi. 6 tane piril
piril kiz, ritmik hareketleri, farkli farkli halk müzigi melodileri esliginde
birbirleriyle uyumlu bir sekilde sergilediler. alkislarimiz onlara da gitsin.
bayagi da bir alistim ortama. yapacak isim de yok. dedim “oturayim, söyle
gittigi kadar gitsin hele neler görücez.”
günün en güzel
sürprizinin hemen kösebasinda beni beklemekte oldugunu nereden bilebilirdim ki?
3. okul benim okulumdu. cagaloglu anadolu lisesi!! bir sürü ögrenci de
arkadaslarini desteklemek icin tam iki sira arkamda oturmuslar. ne cok
bagirdilar, ne cok destek verdiler, pek cok hosuma gitti. gösteri de bence
numero uno’ydu! buyuruyoruz; bence günün en güzel, en eglenceli gösterisine bir
göz atiyoruz:
yegen number 3’ün
okulu, hüseyin avni sözen 4.sirada. 12 tane hanim kizimiz, cok iyi niyetli bir
kareografi esliginde latin müzikleri esliginde hos bir performans izlettiler
bizlere. buyrun siz de bir göz atin. bebisligini bildigim kara kugumun sahneye
ne kadar yakistigini, ne güzel salindigini bir görün:
daha sonra 10
okul daha cikti planlandigi gibi. özel okullar, anadolu liseleri, meslek liseleri,
düz (düz derken?) lise, 14 farkli okuldan 14 farkli gösteri izlemek zihnimi
acti kelimenin tam anlamiyla. ögretmenlerinin de katkisiyla ne güzel seyler
tasarlamislar, ne güzel vakitlerini ayirmislar, ne güzel emekler vermisler…
gözlerindeki
pirilti, suratlarindaki endise, basarmis olmanin gururu, hata yapmanin hüznü,
gencliklerinin enerjisiyle birlesip elle tutulur, gözle görülür bir hale geldi
benim icin. 2 gösteride gözlerim doldu niyeyse. yaslandigim cok net bir sebebi
bunun da öte yandan cocuklarin bu enerjisine tanik olmak, iclerindeki
potansiyeli, cesareti bu kadar kisacik bir sürede görebilmek de baska bir
sebep. (lise 2’deki 19 mayis gösterilerindeki magrur ve gururlu durusum geldi
aklima. efenim?). türk marsi esliginde kasik oynayarak baslayan da vardi
gösterisine, sahneye koyduklari floresan isigi sayesinde isiktan kuslar
yürütenler de.
günün highlight’i;
gösterilerine seyirciler arasindan gecen yerli kizlarin sahneye cikisiyla, en
siradisi sekilde baslayan ve yarismayi kazanan zeynep kamil saglik meslek
lisesi’nin, afrika yerlisi kiyafetleri icindeki bas danscisinin, sonuclar
beklenirken rast geldigi arkadaslariyla kulak (boynuz) tokusturarak
merhabalasmasiydi. ya dedim, cocuk ait oldugu gruba ragmen cok cesur bir cikis
yapmis, ya da bu tür selamlasma artik vaka-i adiyeden olmus.
yegenlere ödül
yok ama olsun, onlar gönüllerin birincisi. ikinci cal olmus. uzun boylu danscisi
en iyi erkek dansci ödülünü almis. afferin. cikarken okulca fotograf
cektiriyorlardi. ögretmenleri “tüm cagaloglular gelsin, toplu fotograf
cektirelim” dedi seyirci olanlari da kast ederek. “hocam ben de gelebilir
miyim?” cikisim 2 saniyelik bir sessizlige sebep olsa da, “ben 90 yili ilk
mezunlarindanim” aciklamam merdivene beni de dahil etti. ön siradan gelen “abi
hic ilk mezun gibi göstermiyorsun” ve yanimdakinin söyledigi “abi 90da biz
yoktuk be!” yorumlari günümün geri kalaninin da neseli gececeginin bir isareti
gibiydi. ki bu isaretin de ne kadar dogru oldugunu görmem cok uzun sürmedi.
ne iyi etmisim de
gitmisim.