Tuesday, March 5, 2013

velev ki onbasisin

"cumhurbaskani'nin anne tarafı ermeni" diyor bir milletvekili cikip.
cumhurbaskani gelisine vuruyor. "vay sen misin bunu diyen?" sahlanisiyla karsi resmi aciklamasini yapip, üstüne bir de avukatları araciligiyla mahkemeye başvuruyor.
ankara 11. asliye ceza mahkemesi davayı reddediyor, yargıtay tarafından karar bozuluyor.
yargıtay 4. hukuk dairesi,“türkiye cumhuriyeti devleti’nin başkanı olan cumhurbaşkanı hakkında, etnik kökeniyle ilgili yapılan ve gerçeği kanıtlanamayan açıklama, o kişinin kişilik haklarına saldırıdır” gerekçesi ile kararı mahkemeye geri gönderiyor ve mahkeme yeniden incelediği davada milletvekilini bir lira tazminat ödemeye mahkûm ediyor. 

benzer bir sürecte onbasilar, rütbelerinin asagilik, degersiz bir rütbe olmadigini ögrenerek biraz olsun rahatliyorlar. cünkü bir parti baskani, genelkurmay baskanina "sen bizim nezdimizde onbasisin" dedi diye acilan hakaret davasi (dava konusu açıklamada kullanılan ifadelerin müvekkilinin “onur ve şerefini zedelediğini”, müvekkilinin türk silahlı kuvvetleri'nin (tsk) en üst rütbesinde görevli olması nedeniyle “kişilik haklarının zarar gördüğünü” savundu) mahkeme tarafindan isleme alinmayip reddediliyor gecenlerde....(düsünsenize bir sirketin ceo'suna "o bizim nezdimizde muhasebecidir" diyorsunuz, o da sizi dava ediyor. hey allahim.)

durum buyken, hakem de diyor ki "ayrıca eliyle kamuoyunda gay hareketi olarak algılanan işareti şahsıma yaptı. kendisine kırmızı kart göstermemden sonra ayrı ayrı iki kez gay işareti yaparak rencide edici bir tavır sergiledi. oyuncu bu esnasada kendi ana dilinde bana bağırdı"

bu noktada benim kafam karisiyor. benim anlamadigim; birine gay demek suc mu? escinsel olmanin yasak oldugunu bilmiyorum? ha sana hirsiz der adam, dava edersin, dolandirici der dava edersin ama cinsel tercihini sorguluyor diye niye dava edersin? ahlaki normlarina uymuyor olabilir ama o zaman ne yapicaz multi-moral bir toplumda neyin iyi neyin dogru oldugunu neye göre belirliycez? e sucsa anayasaya "cinsel tercih, cinsel yönelim vs." gibi bir paragraf koymaya (ki konacagina inancim hic kadar) ne gerek var? söylenmesi suc olan bir seyin esitliginden nasil bahsedebilirsin?
--> universite yillarinda bir gün grev mi ne olmustu otobüsler calismiyordu. iki arkadas kadiköy meydana vapur ile varmis oradan da otostop cekip sansimizi deneyelim demistik. bickin bir delikanli abimiz ve arkadasi aldilar bizi sag olsunlar, ahmak islatan yagmurdan kurtardilar. moda'ya dogru gidip bahariye'ye döndügümüzde söför olan kahkahalarla gülmeye basladi. digeri merak etti, hayirdir gibisinden sorunca abimiz güle anlatti. bi iki ay önce yildiz cikisinda otostop ceken baska birilerini dövmüs bi güzel arabadan inip. cünkü o zaman otostop yapanlarin kafadan fuhus yapanlar oldugunu düsünüyormus. efenim? eve yaklastigimiz ilk noktada tesekkür edip arabadan ucarcasina uzaklastigimi hatirliyorum.
eger cumhurbaskaninin ermeni oldugunu iddaa etmek kisilik haklarina bir saldiri ise, bu ülkenin ermeni vatandaslari kendilerini esit hissederler mi? birine gay demek, escinsel demek sucsa, sen kimi kandirican cinsel tercihler anayasada güvence altinda diye? denebilir ki "ulan bu ülkede (erkek!) birine escinsel dersen, zaten ceker vurur seni!" iyi güzel de oraya gelene kadar ayni sekilde (erkek!) birine "kari gibi gülme" desen de vurur seni yeri geldiginde ve (arastirmadim ama) büyük bir ihtimalle cezasindan tahrik indirimi de alir. nedir yani; kari gibi gülmek kötü bir sey midir? insanin gururunu kiracak ve onu katil yapacak? annen kari degil midir? karin kari degil midir? kari olduklari icin kötü müdürler?
türk, müslüman, sünnî ve erkek olarak dogmus, bu sebepten de dünyanin secilmis, kutsanmis, acik farkla geri kalan 10 milyar insanindan üstün, bu yaklasik 25-30 milyon adaminin (ki cogu kadinlarinin da) bir anda degismesi tabii ki beklemedigim bir hareket. ama ülkemin yasama, yürütme ve yargisinin da bu sürecin icinde olmasi icimi burkuyor. ulan sana ne adamin birinin ötekine escinsel demesinden, onbasi demesinden, ermeni demesinden? eger bir ceza verilecekse, o da bir grubu asagilama unsuru olarak göstermeye calisan "üstün irk" mensubuna verilmeli. ayni sekilde hakkini arayacak olan da bu isleme muhatap olan degil, islemde asagilama amacli kullanilan grup olmali. hatta "beni bu sekilde asagiliyorlar" diyene de cakmali cezayi yüce adaletimiz, "sen kimsin lan onlardan farkin ne, agzinla kus mu tutuyorsun?" demeli.
yani cumhurbaskani degil ermeniler ayaklanmali, yani genelkurmay baskani degil onbasilar dava acmali, yani hakem degil escinseller hakkini aramali; "arkadasim sen ne diyorsun? ne sebeple bizi baska birini asagilamak icin kullaniyorsun? ne farkin var da bana üstünlük tasliyorsun? bak bes parmagim var benim de! demeli" diye. mahkeme de kararlarini insan haklari sözlesmesine dayanarak vermeli "harbiden sen kimsin kardesim, olayin ne? neye göre onlarla bunu asagilamaya kalkiyorsun?" demeli, ibretlik cezalar vermeli nefret sucu kapsaminda.

yoksa gerisi hikayedir, laf-i güzaftir. acik yesil insanlarla koyu yesil insanlar olarak yasar gideriz. kendimizi kandiririz aman da türkler cok hosgörülüdür, bizde hic bir zaman kölelik olmamistir diye iskembe-i kübradan atmaya, devam ederiz "mamma li turchi" duyunca da tribe girip "aman da bu nasil ayrimcilik, bidi bidi" yapmaya.

sayin rte'nin zamaninda ispanya'ya giderken "velev ki türban siyasi simge olsun" demesinden esinlenerek; "velev ki onbasisin"....

 

1 comment:

  1. fıradım ağır bir konuya sıkı bir giriş yapmışsın...
    bu ülkede farklı olmak, azınlıkta bulunmak hiç kolay birşey değil.
    "benim çocuğum" belgeselini mutlaka seyretmelisiniz şebo'yla. blogumda kısacık da olsa bahsetmiştim. geldiğinizde konuşuruz da...
    bu arada, otostop maceranıza hem güldüm hem de geçnliğimizde o otostopları nasıl kazasız belasız atlatabildiğimizi(meleklerle?:) düşündüm...

    ReplyDelete