Thursday, November 21, 2013

Jesus Christ Superstar

fena bir hava yok hani basel icin kasim ayi itibariyle.
urcun'dan aldigimiz matkap ile eve dönüyoruz baba ogul.
"sence ne zaman buldular bu matkabi baba?" diye soruyor.
"valla bilemiyorum ki? ama civi ve vidayi bulduktan sonra olsa gerek" diyorum. "cünkü daha cok civiyi, vidayi daha hizli takmak icin düsünmüs olsa gerekler" diye de ekliyorum.
bi an susuyor (burasi cok tehlikeli iste) ve "yezus'u (jesus) tahtaya caktiklari gibi mi?" diyerek konuyu aciyor. gecen sene noel'den beri belli periyotlarla bu konunun etrafinda dans ediyoruz. bakalim bu sefer nereye varacagiz?

F: hmmm, iyi düsündün ama valla bilemiyorum ama sanirim o zamanlar matkap yoktu.
E: hem ben bay bilmemkime sordum?
F: kime sordun?
E: iste öglen yemekleri icin gittigim kilise var ya oradaki adama sordum [ebeveyn olarak tutarsizlik noktamiz: efe okulundaki din derslerine girmiyor (ki burada ilkokul 1den itibaren din dersleri var. "aman da bütün dinlerden bahsediyoruz, aman da evrensel degerler, oglunuz icin cok yararli olacaktir vs, bizce girsin derse....." demelerine ragmen vermedik o derslere. efe de sevindi, sinifta resim yapiyor kendi basina.) ama haftada iki gün okulun karsisindaki kilisede öglen yemegi yiyor, oyun oynuyor]
F: ne sordun?
E: dedim, yezus tahtaya cakilmayi kendi mi istedi acaba diye sordum.
F: ne cevap verdi peki adam?
E: evet kendi istemis.
F: peki neden istemismis?
E: cünkü yezus öldükten sonra tekrar canlanacagini biliyormus. hem ölünce gökyüzüne,  babasinin yanina yükselecekmis. ve de babasi da allahmis zaten. öyle dedi.
F: hmmm. bana pek gercekci gelmedi bunlar.
E: bana da.
F: neleri gercekci bulmadin bakalim bu hikayede?
E: öncelikle öldükten sonra geri gelmesi imkansiz. sonra ölünce gökyüzüne cikacakmis, nasil cikacak? ve son olarak babasinin allah olmasi. olmaz ki onun da babasinin bizim gibi insan olmasi lazim.
F: ben de dediklerine katiliyorum ama iste hiristiyan inaninisda yezusun babasinin allah olduguna inaniyorlar bi sekilde.
E: yok öyle degil aslinda, hepsi öyle demiyor.
F: nasil?
E: ögretmenim (okuldaki sinif ögretmeni) söylemisti bi kere. yezusun babasi yozef'mis.
F: hadi ya, emin misin, öyle mi dedi?
E: eveettttt!

bu yusuf isine biraz takilsam da fazla uzatmiyorum. ama gecen sene parma'yi gezerken bir kilisede gördügümüz asagidaki mizansende vurguladigim elemani isaret edip "iste bu da isa'nin babasi" demisti, simdi hatirladim. demek ki hiristiyan aleminde de resmî söylemin disina cikan zindiklar yok degil...


Isa'nin babasini acikliyoruz....


danamin kücücük kafasinda kurdugu hayaller -bizden, okuldan, kiliseden, arkadaslarindan duyduklariyla beraber- eminim cok güzel, tertemiz bir din ve dünya isleri yapisi yaratmistir kendisine.

yerim onun dinini ve dünyasini.

son dakika:
yaziyi yazdiktan sonraki gün, kendisiyle herbstmesse kapanisina carpisan araba sürmeye gittik. kendisinin usta söförlügünü kayit altina almak icin basladigim cekim, cok acayip bir diyalogla basladi. buyrun burdan............


1 comment:

  1. Ben en çok Efe'nin ciddi sorularının cevabını aldıktan sonra, kendini ritme bırakma sahnesini sevdim:)) Bu rahatlama sahnesinin hemen ardından gelen "kafada gene de birşey takılı kaldı" ifadesi ise tam festival filmine yakışır bir kareydi...bu konunun devamı nasıl gelecek, izleyiciler merakla beklemekte...

    ReplyDelete